x
image not found

14 Şubat

Hayat, büyük bir sahnede oynanan bir oyuna benzer. Her birimiz, bu sahnenin bir parçası olarak, oyunumuza düşen rolü oynamaktayız. Ancak, bu dünyanın geçici bir serap olduğunu unutmamalıyız. Zira yarın geldiğinde, mahşer günü herkes hak divanının önünde olacak. O büyük hesap gününde, Süleyman gibi kudretli bir hükümdardan bile en küçük varlık olan karınca hakkını alacak, çünkü ilahi adalet mutlaka tecelli edecek.
Dünya üzerindeki her canlı ve varlık bize emanettir. Bunların her birinin ruhunda saklı kutsal bir niyet bulunmaktadır. Kalbimizin derinliklerindeki sevgiyi paylaşırken kime değer verdiğimize dikkat etmeliyiz. Eğer sevgimizi basit bir kişiye yöneltirsek, o kişi bu değerin farkına varmadan kendisini vazgeçilmez sanabilir ve egosunda kaybolabilir. Ama gerçek bir kişilik sahibi, verdiğimiz değeri takdir ederek bizi yükseltir. Bu durum iki tarafa da birbirine kattığı değerin farkında olan insanların erdemidir. Kime ve neye değer verdiğimiz, hayatımızın nasıl şekilleneceğiyle doğrudan ilgilidir.
Hayat, dikkatle seçtiğimiz insanlarla sağlam ve anlamlı ilişkiler kurabileceğimiz bir yolculuktur. Her zorlukta bir hikmet, her acıda aydınlatıcı bir nur bulunur. Bu yolda sabırla beklemek gerekir, çünkü her şeyin bir vakti ve yeri vardır. İşte bu yüzden, kiminle bağ kurduğumuza çok dikkat etmeliyiz. Çünkü bu seçimler, bizi ya karanlığa sürükler ya da nur içinde aydınlığa çıkarır. Değer vermek bir sanattır ve bu sanatta doğru kişileri seçmek, hayat tablomuzun güzelliğini belirler. Basitlikler karanlığa iterken, derinlikler ruhumuzu yüceltebilir. Bu nedenle, kime kalbimizin kapılarını açtığımıza dikkat etmeliyiz, çünkü bu seçimler, hayat yolumuzun yönünü tayin eder ve geleceğimizi şekillendirir.