Duygusal ve bedensel rahatsızlıkların temelinde zihin vardır. Küçük bir dokunuş ile kendimizi dönüştürebiliriz.
Hayatın aslında anlardan ibaret olduğunu idrak etmek, şu anda olan bitenleri daha derinden takdir etmemizi sağlar. Geçmişin yüklerinden ve geleceğin kaygılarından sıyrılarak, anın içinde kalmak, yaşamımıza anlam ve derinlik katacaktır.
Farkındalığın gücü, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığımızı yenileyebilir. Günlük yaşamın koşuşturmacasında bir an durup çevremizi gözlemlemek, nefesimize odaklanmak, içsel bir huzur ve dinginlik sağlar. Bu, bize daha nazik ve sabırlı olmayı öğretir.
Düşüncelerimizin ve duygularımızın geçici olduğunu kabul etmek, bize özgürlük getirir. Geçmişin pişmanlıklarından veya geleceğin belirsizliklerinden arınmak, yaşamdan daha fazla zevk almamıza olanak tanır.
Hayatın akışına daha az direnç gösterdiğimizde, daha huzurlu ve tatmin edici bir yaşam sürebiliriz. Bu da bizi hem kendimize hem de çevremizdeki insanlara daha bağlı hale getirir.
Son olarak sizlere şunu söylemek istiyorum;
Bizler, melekler kadar özgür, elmas gibi değerli üst bilinç varlıklarız.
Ruh, Zihin, Beden üçlemesinde bütün olmak için kendinizi keşfetmekten korkmayın.
