Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2023 yılında yaptığı bir açıklamada yalnızlığı "küresel bir sağlık sorunu" ilan etmiş ve Dr. Vivek Murthy yaptığı açıklamada yalnızlığın "Günde 15 tane sigara içmekle" aynı oranda insan sağlığına zarar verdiğini söylemişti.
2018 yılında ise İngiltere bir ilke imza atarak "Yalnızlık Bakanlığı"nı kurmuştu. 2021 yılında pandemi ile artan intihar vakalarıyla mücadele etmek için Japonya da bir "Yalnızlık Bakanlığı" kurarak çalışmalarına başlamıştı.
Peki nedir bu yalnızlık?
Yalnızlığın literatürde tek bir tanımı yoktur. Çünkü yalnızlık hem kültürel hem de kişisel bir deneyimdir.
Perlman ve Peplau'ya göre yalnızlık kişinin gerçekteki sosyal ilişkileri ve olmasını istediği sosyal ilişkileri arasındaki fark olarak tanımlanmıştır (Perlman & Peplau, 1981).
Demirel'e göre ise yalnızlık ve tek başınalık birbirinden farklı kavramlardır. Bir insan tek başınayken yalnız hissetmeyebilir veya çevresinde birçok insanlayken yalnız hissedebilir (Demirel&İşözen, 2023).
Peplau da yalnızlık ve tek başınalık kavramlarına değinmiş, bu kavramları yalnızlık çatısı altında üçe ayırmıştır. Peplau’ ya göre yalnızlık, yapayalnızlık ve tek başınalık birbirinden farklı anlamlar taşır.
Yalnızlık: Peplau’ya göre yalnızlık, kişinin sosyal ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanmaması durumudur. Kişi, çevresindekilerle anlamlı bir bağlantı kuramadığında ya da bu bağlantıların eksik olduğu hissine kapıldığında yalnızlık hissi ortaya çıkar. Yalnızlık, duygusal bir deneyim olup, sosyal izolasyonla aynı şey değildir.
Yapayalnızlık: Yapayalnızlık, fiziksel olarak yalnız olma durumu değil, kişinin yalnızlık hissinin derinleşmesidir. Peplau, bu durumu "içsel yalnızlık" olarak tanımlar; yani kişi, dışsal bir etkileşimde bulunmasa bile kendi içsel dünyasında bir boşluk, eksiklik ya da yalnızlık hissi yaşayabilir. Yapayalnızlık, daha çok kişinin içsel duygusal dünyasında hissettiği bir durumdur ve dışarıdan bakıldığında kişi yalnız olmayabilir, ama içsel dünyasında kendini yalnız hissetmektedir.
Tek Başınalık: Kişinin yalnızken kendisiyle baş başa kaldığı, dışsal etkileşimlerden uzaklaşarak kendi iç dünyasına yöneldiği bir durumdur. Tek başınalık, yalnızlıkla karıştırılmamalıdır, çünkü burada kişi yalnızdır ancak bu yalnızlık, keyif alınan ve kişinin kendisiyle zaman geçirme arzusuyla gerçekleşir. Tek başına kalmak, kişinin rahatlayıp dinlenmesine, kendi düşünceleriyle yüzleşmesine ve öz farkındalık geliştirmesine olanak tanır. Peplau'ya göre, tek başınalık insanın kendini daha iyi tanıyabilmesi ve duygusal olarak yenilenebilmesi için faydalıdır.
Kısacası:
- Yalnızlık: Duygusal bir ihtiyaç eksikliği, başkalarından uzak olma hissidir. Olumsuz bir deneyim olarak tanımlanır.
- Yapayalnızlık: İçsel bir yalnızlık, kişinin dış dünyadaki ilişkilerinden memnun olmaması ya da bu ilişkilerde bir eksiklik hissetmesi. Kişi fiziksel olarak yalnız olmasa da duygusal anlamda yalnızlık hissi taşır.
- Tek Başınalık: Kişinin yalnız kalmayı seçmesi ve bu durumu olumlu bir şekilde deneyimlemesidir. Kişi kendisiyle geçireceği bir zaman yaratır.
Peki yalnızlık kaçınılması gereken bir deneyim mi?
Yalnızlık denildiğinde çoğu insanın gözünde, kişinin etrafında hiç kimsenin olmadığı, tek başına oturan, yalnız ve bu durumdan mutsuz bir figür canlanır. Fakat yalnızlık kişinin etrafındaki insanların sayısından bağımsızdır. Kişinin sosyal ilişkilerinin fazla olduğu fakat bu ilişkilerden bir doyum almadığı, anlaşılmadığını hissettiği durumlar da yalnızlıktır. Önemli olan sosyal ilişkinin sayısı değil niteliğidir, kalitesidir.
Yalnızlık evrensel bir duygudur, her insan zaman zaman yalnız hisseder. Bazen yalnızlık bir ihtiyaç bile olabilir. Kişi diğerlerinden uzaklaşmaya ve kendisiyle baş başa kalmaya ihtiyaç duyabilir. Burada önemli olan yalnızlığın algılanış biçimidir. Kişi yalnız olabilir veya yalnız bırakılabilir. Buradaki fark birinde kişinin tercih edişinin, diğerinde kişinin tercih edilmeyişinin hissedilmesidir. Kısacası tek başınalık ve yalnızlık kavramının farklılığı burada da karşımıza çıkmaktadır.
Yalnızlık öznel bir yaşantıdır ve kişinin bu yaşantıya yüklediği anlam, yaşantının sonucunu da etkileyecektir. Eğer kişi yalnızlığı kendine ayırdığı kaliteli bir zaman dilimi olarak görüyorsa bu kişinin yalnızlık deneyimi yalnızlığı terk edilmek olarak gören bir kişinin deneyiminden daha farklı olacaktır.
Yazımı bitirirken sizlere sormak istediğim bir soru var. Çoğu insan yalnızlıktan korkar fakat bu korkunun altında yatan düşünce nedir? Terk edilmek mi? Tercih edilmemek mi? Yoksa kişinin kendisiyle baş başa kalması durumu mu?Düşüncelerinizi sitenin altındaki mesaj bölümünden bizlere ulaştırabilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim.
KAYNAKÇA
Perlman, D., & Peplau, L. A. (1981). Toward a socialpsychology of loneliness. Personal relationships, 3, 31-56
Demirel, G., & İşözen, H. (2023). Narsisizmin Kırılganlık Düzeyi ile Sosyal Anksiyete ve Yalnızlık Düzeyi İlişkisi. SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL (SSSJournal), 9(107), 4903-4913.